29 Ocak 2024 Pazartesi

SANAT DÜNYASININ 2 DEV İSMİ ''YAN YANA'' SERGİSİNDE BULUŞTU

 60 YILLIK DOSTLUK AYNI SERGİDE BİR ARADA


Mimar&Müzisyen&Ressam Erol Evgin ve Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (Mimar Sinan Üniversitesi) eğitim yıllarından hocası ressam Devrim Erbil ''Yan Yana'' isimli resim sergisinde bir araya geldi.


Yıllardır devam eden dostluklarını, Ankara Galeri Soyut'ta açtıkları resim sergisi ile taçlandıran sanat dünyasının 2 dev ismi sanatseverlere eşsiz bir görsel zenginlik sundu. Ankara'lı sanatseverlerin ilgi gösterdiği sergide eserler büyük övgü topladı.


Açılış öncesi basın mensuplarının sorularını cevaplayan Evgin ve Erbil, samimi ve içten cevapları ile bir kez daha gönüllere dokundular. 

YAŞAYAN BİR EFSANE

Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü sahibi ressam Devrim Erbil, resim eğitiminde hoca öğrenci ilişkisinin önemine işaret ederek, ''Biz hayatı paylaştık, bizim için sanat dostları diyelim. Bugün bu sergide buluştuk, ileri de bir resmi birlikte yapabiliriz'' dedi. Erol Evgin ise hocası ve dostu için ''Yaşayan bir efsane'' ifadesini kullandı.

Sanat dalları arasındaki paralelliğe dikkat çeken Evgin, müzikle yolunu, mimarlıktan müziğe düşünsel çizgiler çekerek bulduğunu belirtti. 

Mimar olmasının resimlerinde de büyük etkisi olduğunu vurgulayan Evgin, Napolyon'un dünyanın merkezi saydığı, 3 imparatorluğa başkentlik yapmış ve birçok tarihi esere sahip olan İstanbul'un kendisini her zaman çok etkilediğini ve resmetmekten büyük bir heyecan duyduğunu vurguladı. Resimlerinde ekspresyonist bir tavır sergilediğini ve bu tarzın zaman içerisinde kendiliğinden oluştuğunu belirtti.

HOCAMA ŞARKI SÖYLETMEK İSTİYORUM

Erbil, bütün sanat dallarının ortak bir yanı olduğunu ve insana erişebilmesi gerektiğini belirterek ''Benim Erol'un müziğinde hissettiğim budur. İnsanın hiç fark etmeden kalbine giriyor'' dedi.

Erol Evgin'de ''Bir konserimde sahneye çağırıp, hocama şarkı söyletmek istiyorum'' diyerek ''Önde zeytin ağaçları arkasında yar'' sözleri ile basın söyleşisini tamamladı.

Küratörlüğünü sanat yazarı İbrahim Karaoğlu'nun yaptığı ve sanat dünyasının 2 dev ismini buluşturduğu ''Yan Yana'' isimli resim sergisi 16 Mart 2024 tarihine kadar ev sahipliğini üstlenen Galeri Soyut'ta izlenebilecek.

Haber: Funda Tümer





22 Ağustos 2023 Salı

SERAMİK SANATINDA FARK YARATAN SANATÇI ''ERSOY YILMAZ''

SERAMİK SANATINA FARKLI BİR BAKIŞ 
ERSOY YILMAZ


Ersoy Yılmaz; 21. yüzyıl ''Seramik Sanatı''nda seramik yüzeyde resimsel anlatımlar denildiğinde günümüz sanatçıları içerisinde çok önemli bir yere sahiptir.

Sanatçının seramik yüzey malzemesi, tabaklar ve karolardır. Ateşe dayanıklı pigmentleri tuvaline taşırken kullandığı boy boy sulu boya fırçalarıysa en büyük yardımcılarıdır.


Yılmaz, ressamca dürtülerini seramik yüzeye aktarır.  Bu bağlam, seramik kaplarında çalkantılı iç dünyasını ve yaşadığı toplumun hallerini yansıtan İngiliz sanatçı Grayson Perry'i ve onun böylesi eserleriyle 2003 yılında ''Turner Ödülü''ne değer görülüşünü hatıra getirir. Perry'nin post-modern yakıştırması yapılan vazoları ve küpleri, seramik sanatına dair önyargıların kırılmasına yardım ederken resim-seramik birlikteliğinin çekiciliğine de işaret eder. Fakat Yılmaz'ın eserlerinin hatırlattığı esas bağlam çiniciliktir.


Zirve noktası 16. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenen İznik üretimlerinin oluşturduğu Türk çiniciliği; temiz, beyaz yüzeyi, canlı renkleri ve duru, dingin, şeffaf sırıyla o dönemin teknolojisi açısından gıpta edilen meşhur Çin porselenini başarıyla taklit edebilen tabaklar, kaseler, sürahiler, karolar ortaya çıkarmıştır. Günümüzde Kütahya merkezli devam eden bu sanat bağlamında, ''sır-altı'' denilen teknikten söz edilir. Yılmaz'ın imgeleri de İznikli ataları ya da Kütahyalı akrabaları gibi ''sır'' denilen ince, camsı tabakanın altındadır.

Sanatçının 2013'te İtalyan küratör Andelinda Allegretti ile tanışmasıyla yeni bir yola giren kariyeri; esasen, Allegretti'nin belirlediği temalar üzerinden şekillenmiştir. Bu doğrultuda Yılmaz'ın eserlerinde en çok Ornella Muti, Alain Delon, Gracy Kelly ya da Claudia Cardinale gibi 60'lı, 70'li yıllar sinema dünyasının yıldız simaları ile karşılaşılır.


Elindeki ince belli bir cam bardağıyla Delon ya da süslü yelpazesiyle Cardinale, herhangi bir toplumsal ve politik bir içeriğe gönderme yapmadan, şeffaf sırın ardından öylece bakar. Bu kayıtsız duruş/bakış, belki de Yılmaz'ın elde etmek istediği şeyin ta kendisidir. İnsanın güzelliği ve derinliği, kadim bir sanat tekniğiyle öylece izleyiciye sunulur ve anlam çağrışımları için sonsuz açık kapılar bırakır. Bu çağrışımlardan biri belki de nostaljidir. 


Yılmaz, izleyicisini bu gününm hızlı ve sanal dünyasına hapsolmamaya, geçmişin güzelliğinden pay almaya davet eder. Yılmaz'ın sanatı, sır altına resimlenmiş bezen, oya gibi nakşedilmiş imgelerle var olur.

Sanatçı, seramik denildiğinde akla ilk gelen tüm formlardan uzaklaşarak ve malzemeyi bambaşka bir şekilde kullanarak seramik sanatına farklı bir bakış getirir. 

Funda Tümer ''SANAT ve 21. YÜZYIL'' adlı kitabından alınmıştır. 

12 Haziran 2023 Pazartesi

''BÜYÜK DOKUNUŞLAR II'' SERGİSİ AÇILDI

 ''BÜYÜK DOKUNUŞLAR II'' GÖRSEL SANATLAR SERGİSİ AÇILDI

Fine Art Sanat Birliği tarafından ikincisi düzenlenen ''Büyük Dokunuşlar'' sergisi 10 Haziran tarihinde görkemli bir açılışla sanatseverlerle buluştu.

Küratörlüğünü Funda Tümer'in gerçekleştirdiği sergide, Banu Davun, Çiğdem Emir, Elçin Ercan Canbaz, Ersoy Yılmaz, Figen Kubatoğlu, Funda Tümer, Gönül Türker, Güneş Gönen, Gürkan Gürsoy, Levent Oğuz, Nurgül Baş Kılıç, Nurgül Eren, Sema Koç, Seray Akın, Yasemin Bider ve Yıldız Gönen'den oluşan 16 kişilik sanatçı ekibinden toplam 45 eser sergilendi.


3 aylık çalışma sürecinde tamamlanan sergide resim, minyatür, fotoğraf ve seramik kategorilerinde her sanatçı 3 eserden oluşan özel bir koleksiyon hazırladı. 

Başta sanat camiası olmak üzere, iş dünyası ve basından birçok konuğun katılımı ile gerçekleşen açılışta eserler ve sanatçılar büyük ilgi gördü.

Küratör Funda Tümer açılış konuşmasında ''Toplum olarak oldukça zorlu bir süreç geçirdik. Yaşadığımız deprem felaketi ve ardından seçim süreci ile oldukça yıprandık ve yara aldık. Acılar paylaşıldıkça azalır, güzellikler paylaşıldıkça çoğalır. Bu noktada sanatın ve sanatçıların toplum üzerinde oldukça önemli bir misyonu olduğuna inanıyorum.'' diyerek duygularını belirtti ve sanatın toplum üzerindeki önemine vurgu yaptı. 

Ankara'nın köklü galerilerinden biri olan Cengiz Saçak'ın  kurucusu olduğu Akdora Art Gallery ev sahipliğinde gerçekleşen sergi 20 Haziran tarihine kadar izlenebilecek. 


21 Mayıs 2023 Pazar

''JOHN WICK'' SERİSİ REKOR KIRDI

 ''JOHN WICK'' SERİSİ REKOR KIRDI


Başrolde ünlü ve başarılı aktör Keanu Reeves'in yer aldığı aksiyon film serisi ''John Wick'' serinin dördüncü filminin başarısıyla birlikte 1 milyon dolarlık hasılat ile rekor kırdı.

Yapımcılığını Lionsgate şirketinin üstlendiği seri, şimdiye dek elde ettiği gişe rakamlarıyla birlikte tüm seri 1 milyon dolarlık hedefi aşarak büyük bir başarıya ulaştı. 

Serinin dördüncü filmi 425,3 milyon dolarla en yüksek hasılatı yaptı.


Filmde Keanu Reeves'e Donnie Yen, Bill Skarsgard, Laurence Fishburne, Ian Mc Shane ve hayatını kaybeden Lance Reddick eşlik ediyor.

Lionsgate Motion Picture Group Başkanı Joe Drake '' Serideki birbirini izleyen her filmde kendilerini aşmayı misyon edinmiş olan Basil Iwanyk ve Erica Lee ile birlikte Keanu Reeves'in inanılmaz çalışmalarının bir kanıtıdır. Bizi bu inanılmaz başarıya ulaştırdıkları için küresel sinemaseverlere minnettarız'' dedi. 

TÜRK MÜZELERİNE BÜYÜK İLGİ

TÜRKİYE'deki MÜZELER BÜYÜK İLGİ GÖRÜYOR

Türkiye'de Kültür ve Turizm  Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü bünyesinde 212 müze ve 144 ören yeri bulunmakta.

Her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği müze ve ören yerleri, 2023 yılında 4 ayda 8 milyona yakın ziyaretçiyi ağırladı.

Türk müzecilik tarihinin geçmişinin Selçuklular zamanına dayandığı Türkiye'de başta sanat, tarih, arkeoloji ve etnografya olmak üzere farklı türlerde birçok müze bulunmakta.


Osmanlı döneminde paha biçilemez değerlere sahip birçok kutsal emanet saraya taşınarak zengin bir koleksiyon oluşturuldu. 1869 yılında Maarif Nazırı Saffet Paşa tarafından kurulan Müze-i Hümayun ile Türk müzeciliğinin ilerlemesinde önemli bir adım atıldı.

Türk müzeciliğinin modern anlamda temellerini atan ise şüphesiz Osman Hamdi Bey oldu. Aynı zamanda ünlü bir ressam ve arkeolog olan Osman Hamdi Bey, müzecilik tarihinde bir çığır açarak İstanbul Arkeoloji Müzesi'ni kurdu.


Cumhuriyet döneminde Ankara'da kurulan Etnografya Müzesi'nin ardından çok daha ileri bir seviyeye ulaşıldı.


Bugün Türkiye'de yüzyıllar boyunca farklı uygarlıklara kucak açarak ev sahipliği yapmış Anadolu topraklarına ait tarihi eser ve yapı yer almakta. Tüm bu kültürel zenginlik ve miras sadece korunarak geleceğe aktarılmakla kalmayıp, ziyarete de açık olarak sahip olduğumuz değerleri adeta tüm dünyaya ispatlıyor.

10 Mayıs 2023 Çarşamba

ZEKİ DEMİRKUBUZ'dan MUHTEŞEM BİR SERGİ

 ZEKİ DEMİRKUBUZ'un İLK SERGİSİ ''HAYAT'' AÇILDI


Yönetmen ve Senarist Zeki Demirkubuz'un ilk kişisel fotoğraf sergisi ''Hayat'' Müze Gazhane'de açıldı.
İBB Miras ve İBB Kültür ortaklığıyla düzenlenen ve Zeki Demirkubuz'un yeni filmiyle aynı adı taşıyan sergide, yönetmenin 2009 yılından bu zamana kadar çektiği 78 fotoğraf yer almakta.

Serginin küratörlüğünü Nurhak Kaya, sanat yönetmenliğini ise Ebru Yılmaz üstleniyor. Demirkubuz 14 yıl önce başladığı fotoğrafçılığa, Türkiye başta olmak üzere birçok farklı ülkede yaptığı çekimlerle devam ediyor. 

Ünlü yönetmen ''Hayat'' adını taşıyan ilk sergisinde dünyanın farklı coğrafyalarında rastladığı kayda değer anları, kendi gözünden izleyiciye aktarıyor.


9 Mayıs tarihinde izleyici ile buluşan sergi 9 Eylül 2023 tarihine kadar Müze Gazhane'nin yeni etkinlik alanı L Binası'nda ziyaret edilebilecek. 

KÜLTÜREL MİRASIMIZA SAHİP ÇIKIYORUZ

KÜLTÜREL MİRASIMIZ AİT OLDUĞU TOPRAKLARA TEK TEK GELİYOR

Topraklarımızdan farklı dönemlerde yasa dışı yollarla yurt dışına kaçırılan kültürel mirasımız olan tarihi eserlerimizin geri getirilmesi için verilen hukuki ve diplomatik mücadele tüm hızıyla devam ediyor.

Özellikle 17. ve 18. yüzyıllara ait arkeolojik zenginliğe sahip coğrafyadaki eserler adeta yağmalanmıştı. Bunlardan biride zengin tarihi geçmişe sahip olan Anadolu toprakları oldu.

Ülkelerin ve kaçakçıların ilgisiyle başta Anadolu olmak üzere zengin tarihe sahip ülkelerden birçok tarihi eser farklı yollarla kaçırıldı.

Yurt dışına kaçırılmış birçok eser dünyanın en önemli müzelerinde sergilenmeye devam ediyor. Bunlardan başı çekenler ise İngiltere British Museum, Fransa Louvre Müzesi, Almanya Bergama Müzesi ve Amerika New York Metropolitan Müzesi.

Türkiye, topraklarından koparılıp kaçırılan eserler için büyük mücadele veriyor. Kaçırılan eserlerin topraklarımıza ait olduğunu kanıtlamak için Devlet Arşivleri'nce tasniflenen Osmanlı dönemine ait evraklar araştırmalara ışık tutarak yetkililere kanıt olarak sunuluyor. 2022 yılında 1121 eserin iadesi sağlanarak ait oldukları topraklara evlerine geri getirildi ve sergilenmeye başladı.

Bu eserler arasında Karaman Sidemara Antik Kenti'nde 140 yıl önce keşfedilen ve İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergilenen Sidemara lahdinin eksik parçası Eros başı, ABD' ye kaçırılan Lucius Verus heykeli, Attis ve Apollon heykelcikleri, Kusura tipi idol, düver pişmiş toprak levhası ve 4 parçalı sütüunlu lahitte yer almakta. 


Getirilen eserler arasında milyarder Michael Steinhardt'ın antik sanat eseri koleksiyonunda yer alan 28 eser de bulunmakta. 

Bu yılın başında Bulgaristan'ın Burgaz kentinde, ülkeye kaçak yoldan sokulurken el konulan Türkiye'ye ait 2 bin 940 sikke de Türk makamlarına iade edildi. Bunların yanı sıra 2022 yılında 11 farklı grupta toplam 1121 eserin iadesi sağlanarak ait oldukları topraklarda sergilenmeye başladı. 


Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulan Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve emniyet birimleri işbirliği ile kaçırılan eserlerin tespit edilerek iadesinin sağlanması için ilgili ülkelerle hukuki ve diplomatik ilişkiler çerçevesinde çalışmalar hızla devam ediyor.