22 Ağustos 2023 Salı

SERAMİK SANATINDA FARK YARATAN SANATÇI ''ERSOY YILMAZ''

SERAMİK SANATINA FARKLI BİR BAKIŞ 
ERSOY YILMAZ


Ersoy Yılmaz; 21. yüzyıl ''Seramik Sanatı''nda seramik yüzeyde resimsel anlatımlar denildiğinde günümüz sanatçıları içerisinde çok önemli bir yere sahiptir.

Sanatçının seramik yüzey malzemesi, tabaklar ve karolardır. Ateşe dayanıklı pigmentleri tuvaline taşırken kullandığı boy boy sulu boya fırçalarıysa en büyük yardımcılarıdır.


Yılmaz, ressamca dürtülerini seramik yüzeye aktarır.  Bu bağlam, seramik kaplarında çalkantılı iç dünyasını ve yaşadığı toplumun hallerini yansıtan İngiliz sanatçı Grayson Perry'i ve onun böylesi eserleriyle 2003 yılında ''Turner Ödülü''ne değer görülüşünü hatıra getirir. Perry'nin post-modern yakıştırması yapılan vazoları ve küpleri, seramik sanatına dair önyargıların kırılmasına yardım ederken resim-seramik birlikteliğinin çekiciliğine de işaret eder. Fakat Yılmaz'ın eserlerinin hatırlattığı esas bağlam çiniciliktir.


Zirve noktası 16. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenen İznik üretimlerinin oluşturduğu Türk çiniciliği; temiz, beyaz yüzeyi, canlı renkleri ve duru, dingin, şeffaf sırıyla o dönemin teknolojisi açısından gıpta edilen meşhur Çin porselenini başarıyla taklit edebilen tabaklar, kaseler, sürahiler, karolar ortaya çıkarmıştır. Günümüzde Kütahya merkezli devam eden bu sanat bağlamında, ''sır-altı'' denilen teknikten söz edilir. Yılmaz'ın imgeleri de İznikli ataları ya da Kütahyalı akrabaları gibi ''sır'' denilen ince, camsı tabakanın altındadır.

Sanatçının 2013'te İtalyan küratör Andelinda Allegretti ile tanışmasıyla yeni bir yola giren kariyeri; esasen, Allegretti'nin belirlediği temalar üzerinden şekillenmiştir. Bu doğrultuda Yılmaz'ın eserlerinde en çok Ornella Muti, Alain Delon, Gracy Kelly ya da Claudia Cardinale gibi 60'lı, 70'li yıllar sinema dünyasının yıldız simaları ile karşılaşılır.


Elindeki ince belli bir cam bardağıyla Delon ya da süslü yelpazesiyle Cardinale, herhangi bir toplumsal ve politik bir içeriğe gönderme yapmadan, şeffaf sırın ardından öylece bakar. Bu kayıtsız duruş/bakış, belki de Yılmaz'ın elde etmek istediği şeyin ta kendisidir. İnsanın güzelliği ve derinliği, kadim bir sanat tekniğiyle öylece izleyiciye sunulur ve anlam çağrışımları için sonsuz açık kapılar bırakır. Bu çağrışımlardan biri belki de nostaljidir. 


Yılmaz, izleyicisini bu gününm hızlı ve sanal dünyasına hapsolmamaya, geçmişin güzelliğinden pay almaya davet eder. Yılmaz'ın sanatı, sır altına resimlenmiş bezen, oya gibi nakşedilmiş imgelerle var olur.

Sanatçı, seramik denildiğinde akla ilk gelen tüm formlardan uzaklaşarak ve malzemeyi bambaşka bir şekilde kullanarak seramik sanatına farklı bir bakış getirir. 

Funda Tümer ''SANAT ve 21. YÜZYIL'' adlı kitabından alınmıştır. 

12 Haziran 2023 Pazartesi

''BÜYÜK DOKUNUŞLAR II'' SERGİSİ AÇILDI

 ''BÜYÜK DOKUNUŞLAR II'' GÖRSEL SANATLAR SERGİSİ AÇILDI

Fine Art Sanat Birliği tarafından ikincisi düzenlenen ''Büyük Dokunuşlar'' sergisi 10 Haziran tarihinde görkemli bir açılışla sanatseverlerle buluştu.

Küratörlüğünü Funda Tümer'in gerçekleştirdiği sergide, Banu Davun, Çiğdem Emir, Elçin Ercan Canbaz, Ersoy Yılmaz, Figen Kubatoğlu, Funda Tümer, Gönül Türker, Güneş Gönen, Gürkan Gürsoy, Levent Oğuz, Nurgül Baş Kılıç, Nurgül Eren, Sema Koç, Seray Akın, Yasemin Bider ve Yıldız Gönen'den oluşan 16 kişilik sanatçı ekibinden toplam 45 eser sergilendi.


3 aylık çalışma sürecinde tamamlanan sergide resim, minyatür, fotoğraf ve seramik kategorilerinde her sanatçı 3 eserden oluşan özel bir koleksiyon hazırladı. 

Başta sanat camiası olmak üzere, iş dünyası ve basından birçok konuğun katılımı ile gerçekleşen açılışta eserler ve sanatçılar büyük ilgi gördü.

Küratör Funda Tümer açılış konuşmasında ''Toplum olarak oldukça zorlu bir süreç geçirdik. Yaşadığımız deprem felaketi ve ardından seçim süreci ile oldukça yıprandık ve yara aldık. Acılar paylaşıldıkça azalır, güzellikler paylaşıldıkça çoğalır. Bu noktada sanatın ve sanatçıların toplum üzerinde oldukça önemli bir misyonu olduğuna inanıyorum.'' diyerek duygularını belirtti ve sanatın toplum üzerindeki önemine vurgu yaptı. 

Ankara'nın köklü galerilerinden biri olan Cengiz Saçak'ın  kurucusu olduğu Akdora Art Gallery ev sahipliğinde gerçekleşen sergi 20 Haziran tarihine kadar izlenebilecek. 


21 Mayıs 2023 Pazar

''JOHN WICK'' SERİSİ REKOR KIRDI

 ''JOHN WICK'' SERİSİ REKOR KIRDI


Başrolde ünlü ve başarılı aktör Keanu Reeves'in yer aldığı aksiyon film serisi ''John Wick'' serinin dördüncü filminin başarısıyla birlikte 1 milyon dolarlık hasılat ile rekor kırdı.

Yapımcılığını Lionsgate şirketinin üstlendiği seri, şimdiye dek elde ettiği gişe rakamlarıyla birlikte tüm seri 1 milyon dolarlık hedefi aşarak büyük bir başarıya ulaştı. 

Serinin dördüncü filmi 425,3 milyon dolarla en yüksek hasılatı yaptı.


Filmde Keanu Reeves'e Donnie Yen, Bill Skarsgard, Laurence Fishburne, Ian Mc Shane ve hayatını kaybeden Lance Reddick eşlik ediyor.

Lionsgate Motion Picture Group Başkanı Joe Drake '' Serideki birbirini izleyen her filmde kendilerini aşmayı misyon edinmiş olan Basil Iwanyk ve Erica Lee ile birlikte Keanu Reeves'in inanılmaz çalışmalarının bir kanıtıdır. Bizi bu inanılmaz başarıya ulaştırdıkları için küresel sinemaseverlere minnettarız'' dedi. 

TÜRK MÜZELERİNE BÜYÜK İLGİ

TÜRKİYE'deki MÜZELER BÜYÜK İLGİ GÖRÜYOR

Türkiye'de Kültür ve Turizm  Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü bünyesinde 212 müze ve 144 ören yeri bulunmakta.

Her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği müze ve ören yerleri, 2023 yılında 4 ayda 8 milyona yakın ziyaretçiyi ağırladı.

Türk müzecilik tarihinin geçmişinin Selçuklular zamanına dayandığı Türkiye'de başta sanat, tarih, arkeoloji ve etnografya olmak üzere farklı türlerde birçok müze bulunmakta.


Osmanlı döneminde paha biçilemez değerlere sahip birçok kutsal emanet saraya taşınarak zengin bir koleksiyon oluşturuldu. 1869 yılında Maarif Nazırı Saffet Paşa tarafından kurulan Müze-i Hümayun ile Türk müzeciliğinin ilerlemesinde önemli bir adım atıldı.

Türk müzeciliğinin modern anlamda temellerini atan ise şüphesiz Osman Hamdi Bey oldu. Aynı zamanda ünlü bir ressam ve arkeolog olan Osman Hamdi Bey, müzecilik tarihinde bir çığır açarak İstanbul Arkeoloji Müzesi'ni kurdu.


Cumhuriyet döneminde Ankara'da kurulan Etnografya Müzesi'nin ardından çok daha ileri bir seviyeye ulaşıldı.


Bugün Türkiye'de yüzyıllar boyunca farklı uygarlıklara kucak açarak ev sahipliği yapmış Anadolu topraklarına ait tarihi eser ve yapı yer almakta. Tüm bu kültürel zenginlik ve miras sadece korunarak geleceğe aktarılmakla kalmayıp, ziyarete de açık olarak sahip olduğumuz değerleri adeta tüm dünyaya ispatlıyor.

10 Mayıs 2023 Çarşamba

ZEKİ DEMİRKUBUZ'dan MUHTEŞEM BİR SERGİ

 ZEKİ DEMİRKUBUZ'un İLK SERGİSİ ''HAYAT'' AÇILDI


Yönetmen ve Senarist Zeki Demirkubuz'un ilk kişisel fotoğraf sergisi ''Hayat'' Müze Gazhane'de açıldı.
İBB Miras ve İBB Kültür ortaklığıyla düzenlenen ve Zeki Demirkubuz'un yeni filmiyle aynı adı taşıyan sergide, yönetmenin 2009 yılından bu zamana kadar çektiği 78 fotoğraf yer almakta.

Serginin küratörlüğünü Nurhak Kaya, sanat yönetmenliğini ise Ebru Yılmaz üstleniyor. Demirkubuz 14 yıl önce başladığı fotoğrafçılığa, Türkiye başta olmak üzere birçok farklı ülkede yaptığı çekimlerle devam ediyor. 

Ünlü yönetmen ''Hayat'' adını taşıyan ilk sergisinde dünyanın farklı coğrafyalarında rastladığı kayda değer anları, kendi gözünden izleyiciye aktarıyor.


9 Mayıs tarihinde izleyici ile buluşan sergi 9 Eylül 2023 tarihine kadar Müze Gazhane'nin yeni etkinlik alanı L Binası'nda ziyaret edilebilecek. 

KÜLTÜREL MİRASIMIZA SAHİP ÇIKIYORUZ

KÜLTÜREL MİRASIMIZ AİT OLDUĞU TOPRAKLARA TEK TEK GELİYOR

Topraklarımızdan farklı dönemlerde yasa dışı yollarla yurt dışına kaçırılan kültürel mirasımız olan tarihi eserlerimizin geri getirilmesi için verilen hukuki ve diplomatik mücadele tüm hızıyla devam ediyor.

Özellikle 17. ve 18. yüzyıllara ait arkeolojik zenginliğe sahip coğrafyadaki eserler adeta yağmalanmıştı. Bunlardan biride zengin tarihi geçmişe sahip olan Anadolu toprakları oldu.

Ülkelerin ve kaçakçıların ilgisiyle başta Anadolu olmak üzere zengin tarihe sahip ülkelerden birçok tarihi eser farklı yollarla kaçırıldı.

Yurt dışına kaçırılmış birçok eser dünyanın en önemli müzelerinde sergilenmeye devam ediyor. Bunlardan başı çekenler ise İngiltere British Museum, Fransa Louvre Müzesi, Almanya Bergama Müzesi ve Amerika New York Metropolitan Müzesi.

Türkiye, topraklarından koparılıp kaçırılan eserler için büyük mücadele veriyor. Kaçırılan eserlerin topraklarımıza ait olduğunu kanıtlamak için Devlet Arşivleri'nce tasniflenen Osmanlı dönemine ait evraklar araştırmalara ışık tutarak yetkililere kanıt olarak sunuluyor. 2022 yılında 1121 eserin iadesi sağlanarak ait oldukları topraklara evlerine geri getirildi ve sergilenmeye başladı.

Bu eserler arasında Karaman Sidemara Antik Kenti'nde 140 yıl önce keşfedilen ve İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergilenen Sidemara lahdinin eksik parçası Eros başı, ABD' ye kaçırılan Lucius Verus heykeli, Attis ve Apollon heykelcikleri, Kusura tipi idol, düver pişmiş toprak levhası ve 4 parçalı sütüunlu lahitte yer almakta. 


Getirilen eserler arasında milyarder Michael Steinhardt'ın antik sanat eseri koleksiyonunda yer alan 28 eser de bulunmakta. 

Bu yılın başında Bulgaristan'ın Burgaz kentinde, ülkeye kaçak yoldan sokulurken el konulan Türkiye'ye ait 2 bin 940 sikke de Türk makamlarına iade edildi. Bunların yanı sıra 2022 yılında 11 farklı grupta toplam 1121 eserin iadesi sağlanarak ait oldukları topraklarda sergilenmeye başladı. 


Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulan Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve emniyet birimleri işbirliği ile kaçırılan eserlerin tespit edilerek iadesinin sağlanması için ilgili ülkelerle hukuki ve diplomatik ilişkiler çerçevesinde çalışmalar hızla devam ediyor.

 



7 Mayıs 2023 Pazar

TRT'nin DİJİTAL PLATFORMU ''Tabii'' YAYINDA

TRT'nin DİJİTAL PLATFORMU ''Tabii'' YAYINDA


TRT'nin Uluslararası Dijital Platformu ''Tabii'' uzun bir hazırlık döneminin ardından 7 Mayıs tarihinde yayın hayatına başladı. 

Tabii'nin yazılımı ve teknik alt yapısının tamamı Türk mühendisleri ve TRT ekibi tarafından hazırlandı. İçerik süresi toplam 15 bin saat.

Platforma erişim akıllı telefon, tablet, televizyon ve bilgisayar gibi birçok cihazdan sağlanabilecek. İlk etapta Türkiye'deki kullanıcılara ücretsiz olacak platform, 25 ülkede Türkçe, İngilizce, İspanyolca, Arapça ve Urduca olmak üzere 5 dilde yayın hayatına başladı. 

Platformda aksiyondan komediye, tarihi dramadan animasyona kadar birçok içerik izleyici ile buluşacak. ''Tabii'' benzersiz hikayeleri Türkiye'den dünyaya ulaştırmayı hedefliyor.

''Bizi birleştiren nedir?'' sloganıyla yola çıkan platform, Türkiye'nin hikayelerini ve sesini dünyaya duyurmayı amaçlıyor. 

MONA LISA TABLOSUNDAKİ BİR SIR DAHA ÇÖZÜLDÜ

DÜNYACA ÜNLÜ MONA LISA TABLOSUNDA YER ALAN KÖPRÜNÜN SIRRI ÇÖZÜLDÜ


Leonardo Da Vinci'nin 16. yüzyılda yaptığı dünyaca ünlü eseri ''Mona Lisa'' tablosuna ait iddialara bir yenisi daha eklendi. 

Tablonun arka planında yer alan köprünün Arezzo vilayeti sınırları içinde yer alan Laternia'daki Romito Köprüsü olduğu iddia edildi. 


Silvano Vincenti'nin yönettiği araştırmanın sonuçları Roma'da düzenlenen basın toplantısında açıklandı. Vincent dünyaca ünlü tablo üzerine daha öncede tespit ve teşhislerde bulunmuştu.

Elde edilen tarihi belgeler, fotoğraflar ve ünlü tablo arasındaki karşılaştırmalara dayanan araştırmada, tabloda görülen köprünün teşhis edildiğini ve bu köprünün Ponte di Valle olarak da bilinen bir Etrüsk-Roma köprüsü olan ''Romito Köprüsü'' olduğu belirtildi.

İtalyan araştırmacı söz konusu bölgede Arno Nehri'nin karakteristik biçimdeki kıvrımlı formunun Vinci'nin eserinde tasvir edilen Mona Lisa'nın solundaki manzaraya karşılık geldiğini, dron ile çekilen görüntülerin ve tarihi belgelerin analizinin resmedilen manzaranın çok büyük bir olasılıkla belirlenmesine yardımcı olduğunu belirtti. 


Leonardo Da Vinci'nin 1503-1507 yıllarında yaptığı ve Rönesans dönemine ait olan dünyaca ünlü Mona Lisa tablosu halen Paris'teki Louvre Müzesi'nde sergileniyor. 



1 Mayıs 2023 Pazartesi

''KARANLIK GECE'' GÖSTERİMDE

''KARANLIK GECE'' FİLMİ GÖSTERİME GİRDİ


Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde ''En İyi Film'' ve ''En İyi Senaryo'', Ankara'da ''En İyi Yönetmen'', ''Jüri Özel Ödülü'', SİYAD ve Almanya Türk Filmleri Festivali'nde ''En İyi Erkek Oyuncu'' ödüllerine sahip ''Karanlık Gece'' çekiminden üç yıl sonra gösterime girdi.

Senaryosu Özcan Alper ve Murat Uyurkulak'a ait olan film, vicdan azabı çeken, gerçeklerle yüzleşmek isteyen otuzlu yaşlarındaki İshak'ın yedi yıl sonra köpeği Palyoço ile birlikte köyüne geri dönmesini anlatıyor.


Başrol de Berkay Ateş'in yer aldığı dramatik gerilim olan film, kötülük, suçluluk, yüzleşme ve vicdan temalarını özgün bir anlatımla sorguluyor.

Yönetmenliğini Özcan Alper'in üstlendiği ve 17 Şubat 2015 tarihinde hunharca öldürülen gazeteci Nuh Köklü anısına adadığı ''Karanlık Gece'' bir arınma yolculuğu.

Birçok ödüle sahip olan film, çekiminden üç yıl sonra 28 Nisan tarihinde gösterime girerek sinema izleyicisi ile buluştu.

DÜĞÜMLERDEN OLUŞAN ESERLER

RESİMLE MAKROMEYİ BİRLEŞTİREN ESERLER

İstanbul Beykent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Profesör Hamdi Ünal milyonlarca düğümden oluşan eserler üretiyor.

Ünal eserlerinde makrome ipine milyonlarca düğüm atarak, horon oynayan ve müzik aleti çalan insan figürleri yapıyor. 


Sanatçı 1 yıldır hazırlandığı ve ''Horon'' ismini verdiği 11 eserden oluşan sergisini Trabzon'lu sanatseverlerin beğenisine sundu. Sergi İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Trabzon Güzel Sanatlar Galerisi'nde açıldı.

Özellikle Karadeniz Bölgesi için horonun önemine dikkat çeken Ünal ''Horon bir coşkudur.'' ifadesini kullandı. Makrome üzerine düğümlerle resim yapmanın Türkiye'de bir ilk olduğunu ve bunun kendisi için ne kadar önemli olduğunu sözlerine ekledi. 

Eserlerinde horon oynayan tekli, üçlü ve beşerli insan figürlerini makrome iplerini düğümleyerek işleyen sanatçı, zurna, kemençe ve tulum çalan figürlere de yer verdi. 


Ünal, makromede uyguladığı düğüm tekniğinin Asur ve Babillere kadar uzandığını ifade ederek, ''Ben de makromeyi resimde kullandım. Sergide yer alan çalışmalarımı son 1 yılda yaptım. Her çalışmaya göre zorluk derecesi değişiyor. Zemini tek renk yapıyorsanız ya da alışılagelmiş bir düğüm çeşidi kullanıyorsanız kolay ama kompozisyon detaylıysa o zaman çok daha vakit alıyor'' dedi.


Ünal, en fazla horon oynayan beşli insan figürüne emek harcadığını belirtirken, ''Figürlerin hareketleri, yönleri, dinamizmi farklı. Özellikle figürlerin kompozisyon mantığı içerisinde ortaya çıkması için zemin ile figür arasında bir farklılık oluşturmasını istedim, çünkü zemini oluşturan renklerin çift renk olması gerekiyor.'' diyerek beşli insan figüründen oluşan eserini iki ayda tamamladığını belirtti. 


Sanatçının attığı her ilmekte bir amaç var. 

Ünal'ın tüm çalışmaları el ve duygu bütünlüğü taşıyor. ''Her ilmek ve eylemde mutlaka bir amaç var'' diyen sanatçı, ipliklerin düğümleniş biçiminde, biri içerde gezinen düz iplik, diğeri spiral yapıyı veren iplik olmak üzere iki temel unsurun olduğunu belirtti. 



Sanatçı, resim yaparken kullanılan yağlı boya, kurşun kalem ve benzeri malzemelerin yerine, resimlerinde kompozisyonunu kurarken makromenin kendisi için amaç değil bir araç olduğunu ifade etti. 

30 Nisan 2023 Pazar

BÜYÜK USTA MUHSİN ERTUĞRUL

TÜRK TİYATROSUNUN BÜYÜK USTASI MUHSİN ERTUĞRUL'U ANMA ETKİNLİĞİ


Türk tiyatrosunun usta ismi Muhsin Ertuğrul için Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi Fuayesi'nde anma etkinliği düzenlendi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları kurucusu olan büyük usta vefatının 44. yıl dönümünde düzenlenen etkinlik ile anıldı. Etkinliğe tiyatro ve sinema dünyasından çok sayıda isim katıldı.


Türk tiyatrosu ve sinemasına büyük katkıları olan Muhsin Ertuğrul, Türk sinemasına ilk uluslararası ödülü kazandırmış, Batı tiyatrosunun yorum, sahne tekniği ve yönetim alanlarındaki yeniliklerini Türk tiyatrosunda da uygulamaya koymuş ve tiyatronun tüm şehirlere yayılmasına katkıda bulunmuştur.

Ertuğrul sadece tiyatro kurmakla kalmamış, yapım şirketleri kurarak Türk sinemasına da büyük katkılar sağlamıştır. Usta oyunculuğunun yanı sıra, film senaryoları yazmış, yapımcılık ve yönetmenlik yapmıştır. Ertuğrul, Türk sinemasında tamamı renkli olan ilk filmi '(Halıcı Kız) 1953 yılında çekerek renkli filmlerinde öncüsü olmuştur.   



Muhsin Ertuğrul adına düzenlenen etkinlikte konuşma yapan Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Ayşegül İşsever, Muhsin Ertuğrul'un sanatçılığının sadece Türk tiyatrosunu değil bütün medeniyet dünyasını etkilediğini ifade ederek ''Bizler genel sanat yönetmeni olarak Muhsin Ertuğrul'dan sonra bu tiyatronun sanat yolculuğuna yön verenler biliriz ki oturduğumuz koltuğa vekaleten otururuz. Çünkü makamın gerçek sahibi Muhsin Ertuğrul'dur'' dedi. 

Çağdaş Türk tiyatrosunun batılı anlamda kurucusu olarak kabul edilen Ertuğrul, 1922-1939 yılları arasında Türkiye'de film yapan tek kişidir. 

Büyük usta, sanat yaşamının 70. yılı kutlamalarına katılmak üzere gittiği İzmir'de 1979 yılında kalp yetmezliği sonucu vefat etmiştir. Vefatından bir hafta önce, katıldığı bir törende ''Unutulmamak güzeldir. Sanatsal yaşamımın en güzel armağanını aldım. Artık ölsem de gam yemem'' diyerek duygularını ifade etmiştir. Katıldığı o törende Muhsin Ertuğrula' Ege Üniversitesi tarafından fahri doktor payesi takdim edilmiştir. 


 

 

29 Nisan 2023 Cumartesi

''MINKUS GECESİ'' SÜREYYA OPERASI'nda

LUDWIG MINKUS'un REPERTUVARI BİR KEZ DAHA SANATSEVERLERLE BULUŞACAK

Klasik balenin önemli bestecilerinden Ludwig Minkus'un repertuvarı ''Dünya Dans Günü'' kapsamında bir kez daha sanatseverler ile buluşacak.


İstanbul Devlet Opera ve Balesi, klasik bale repertuvarının en önemli bestecilerinden Ludwig Minkus'un müziklerinden oluşan seçkin bir klasik bale gösterisini sanatseverlerle buluşturdu.

Kadıköy'de bulunan Süreyya Operası'nda yapılan Bale Gala ''Minkus Gecesi''nde eserleri tanıtan bir biçimde sunuldu.


Balerin ve baletlerin son derece zor hareketlerden oluşan dansları, estetik, ihtişam ve şıklık içeren bir koreografi ile sahnelendi. 


''Minkus Gecesi''nde Paguita, La Bayadere ve Don Kişot'tan bölümler sahnelendi. Sahnelenen eserlerin koreografileri Marius Petipa'ya ait.


Sahnelenen eserlerden Paquita, çingene bir kızı anlatan iki perdelik ve üç sahnelik bir bale eseri. Programda Paquita'dan balerin Berrin Kocabaşoğlu ve balet Berkay Günay tarafından ''Pas de Deux'' sahnelendi.

İkinci bale eseri La Bayadere'den hem solo hemde kordü bale kesitlerinden oluşan beş bölüm sahnelendi. Bölümler, ''Grand Vals, Saray Dansı, Altın İdol'ün Dansı, Hint Dansı ve Pas d'Action''dan oluşuyor.


Don Kişot'un ''Grand Pas de Deux'' bölümünde ise Ami Naito ve Yılmaz Berkay Günay'ın romantik havalar estiren performansları sergilendi. 

Tüm sahnelenen eserlerde, başta koreografiler olmak üzere, balerin ve baletlerin performansları, kostümler ve makyajlar izleyenleri hayran bıraktı. 

Minkos Gecesi'nin bir sonraki temsili ''Dünya Dans Günü'' etkinliği kapsamında 29 Nisan tarihinde Süreyya Operası'nda bir kez daha sanatseverler ile buluşacak. 



28 Nisan 2023 Cuma

TARİHİ MERYEM ANA KİLİSESİ RESTORE EDİLDİ

MERYEM ANA KİLİSESİ ZİYARETE AÇILDI

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restorasyon ve koservasyon çalışmaları tamamlanan Tarihi Meryem Ana Kilisesi ziyarete açıldı.

Nevşehir'de bulunan tarihi yapı, inşa edildiği 1949 yılından 1924 yılına kadar Ortadoks Rum ibadethanesi, 1950 ve 1983 yılları arasında cezaevi olarak kullanıldı. Kilise tam 40 yıl sonra tekrar turizme kazandırıldı.


Açılış töreninde konuşan Belediye Başkanı Mehmet Savran mutluluklarını belirtirken, ''Meryem Ana Kilisesi Osmanlı döneminde ibadete açılmış olup, 1950den 1983 yılına kadar cezaevi olarak kullanılmış. Bu yüzden ciddi tahribat görmüş bir yapıydı. Kültür ve Turizm Bakanlığı'mız çok titiz bir restorasyon sürecinden sonra güzel bir eser olarak bu yapıyı şehrimize kazandırdı'' ifadelerini kullandı. 


Nevşehir Belediyesi Valisi İnci Sezer Becel, Nevşehir'in geçmişten beri farklı kültürler ile iç içe yaşadığını, miras bırakılan tarihi yapılar ile bölgenin zengin bir turizm potansiyeline sahip olduğunu belirtti. 

Becel bu potansiyelin her yıl giderek artmasından duydukları mutluluğu da sözlerine eklerken
''Nevşehir olağanüstü doğasının yanı sıra farklı inançlara sahip insanların yıllarca birlikte yan yana yaşadıkları yörelerden biri olmuştur. Dolayısıyla ilimiz inanç turizmi açısından da ülkemizin en güzide şehirlerinden biri olarak dikkatleri üzerine çekmeyi her zaman başarmıştır'' dedi. 

Yapının açılış töreninin ardından protokol üyeleri kiliseyi gezerek bilgi aldı. 





BİLİNMEYEN ESER GÜN YÜZÜNE ÇIKTI

MÜNİR NURETTİN SELÇUK'un BİLİNMEYEN ESERİ 



Münir Nurettin Selçuk'un 1952 tarihli ''Yasemen Göğsünü Aç Gel Yanıma'' adlı eseri gün yüzüne çıktı. 

Sanatçının vefatının yıl dönümü ve Cumhuriyet'in 100. yılı dolayısıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi Cemal Reşit Rey salonunda düzenlenen ''100 yıllık Cumhuriyet'in Sesi Münir Nurettin Selçuk'' konserinde eser dinleyicisi ile ilk kez buluştu.



Konser sanatçının torunu Nükhet Sirel tarafından organize edildi. Şefliğini İlhan Özer'in üstlendiği konserde, Münip Utandı, Mustafa Doğan Dikmen, Güzin Değişmez, Çiğdem Yarkın ve Bekir Ünlüataer solist olarak yer aldı. Konserin anlatıcılığını ise İncila Bertuğ ve Hüseyin Kıyak birlikte üstlendi. 



Konserde 19. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan, Selçuk'un hocalarından meşk ettiği, plaklara okuduğu ve defterine yazdığı notaların şekliyle seslendirilen geniş bir repertuvar icra edildi. 

Türk müzik tarihinde solist olarak konser veren ilk kişi olan Münir Nurettin Selçuk'a ait  kürdilihicazkar makamındaki ''Yasemen Göğsünü Aç Gel Yanıma'' adlı eseri de bu anlamlı konserde ilk defa gün yüzüne çıkarak seslendirildi ve dinleyicilere duygusal anlar yaşattı. 


BİR TARİHİ ESERİMİZ DAHA EVİNE TESLİM EDİLİYOR

KAÇIRILAN MEZAR STELİ TÜRKİYE'YE İADE EDİLİYOR

Zeugma Antik Kenti'nden kaçırılan mezar steli İtalya tarafından ülkemize iade ediliyor. MS. 2. yüzyıla dönemine ait olan mezar steli Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından İtalyan makamları ile yapılan görüşmeler sonucunda evine teslim edilecek.


Önemli bilimsel verilere sahip olan stel Roma Büyükelçiliği'ne teslim edildikten sonra ait olduğu topraklara getirilecek.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, uzun zamandır yaptıkları çalışmalarla kaçırılan tüm tarihi eserlerimizi tek tek tespit ederek, ülkemize iadelerini sağlıyor.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Twitter'dan yaptığı açıklamada, ''Bakanlık görevine başladığımda iadesini sağladığımız ilk tarihi eser Gaziantep Zeugma'dandı. Bugün bu antik kentimiz kökenli bir eserin daha iadesini sağlıyor. Tarihi eser kaçakçılığı ile mücadelemiz devam edecektir'' dedi.

 


27 Nisan 2023 Perşembe

YAZAR VIKAS SWARUP TÜRKİYE'de

YAZAR VIKAS SWARUP TÜRKİYE'de OKURLARIYLA BULUŞTU

Tüm dünyada izlenen ve 8 dalda Oscar ödülü sahibi olan 2008 yapımı ''Slumdog Millionaire'' filmine uyarlanan ''QA'' kitabının yazarı Vikas Swarup Türkiye'de okurlarıyla buluştu.


Rami Kütüphanesi'nde okurlarıyla buluşan yazar, ''Türkiye benim ilk göz ağrım ve görev yerimdir. İlk görev her zaman çok özeldir. Çünkü tüm geleceğiniz şekillenir'' dedi. 

Geçmiş yıllarda Ankara'da Hindistan Büyükelçiliği'nde diplomat olarak çalışan ve Hindistan Dışişleri Bakanlığı Müsteşarlığı yapan yazar, Türkiye yılları, yazarlığa başlama öyküsü ve kendisiyle özdeşleşen 
''Slumdog Millionaire'' Milyoner filmine dair soruları yanıtladı. 

Büyükelçi Sunel'in sorularını yanıtlarken iki ülkenin birbirine birçok açıdan çok yakın olduklarını belirten Swarup, Türkiye'de 3 yıl yaşadığını, dönemin başbakanı Turgut Özal ve Rajiv Gandhi'nin dostluk ilişkisi kurmuş olduklarını belirtti. Bu 3 yılın iki ülke arasındaki ilişkilerin sıkılaşma yılları olduğunu, kendisininde eşiyle birlikte Türk kültürü ve Türk mutfağını keyifle keşfettiklerini sözlerine ekledi.


Swarup, diplomat ve yazar olmanın zorluklarına ilişkin kendisine yöneltilen soruya, ''Birincisi insanlar sizin hem diplomat hem yazar olabileceğinize pek inanamıyor. İkinci zorluk, kendi mesleğinizin dışında başka bir iş yaptığınızda devletiniz, asıl işinizi aksattığınızı düşünebiliyor. Üçüncüsü ise resmi görevinizden ötürü her istediğinizi yazamıyorsunuz'' sözleriyle yanıt verdi. 

''QA'' kitabının uyarlandığı Milyoner filminin Oscar ödüllerini aldığındaki hislerini ''Kitabım filme uyarlanmasıyla birlikte bir nevi gelin olarak gitti ve filmin yayınlanmasının ardından bir damadım oldu. Filmin bu kadar ödül kazanmasını izleyince çok değişik duygular yaşadım. En iyi film ödülü için sahneye çıktığımızda herkes seyircilere bakarken bir tek ben tavana bakıyordum. Kendi kendime, bir diplomat olarak burada ne işim var demiştim'' sözleriyle ifade etti.

Hindistan'daki Büyükelçilik görevi devam eden yazar, etkinliğin ardından kitaplarını okurları için imzaladı. 
 

''KAR ve AYI'' FİLMİNE AMERİKAN'dan BÜYÜK ÖDÜL

SELCEN ERGUN'un ''KAR ve AYI'' FİLMİNE ÖDÜL YAĞMURU

Selcen Ergun'un ilk uzun metrajlı filmi ''Kar ve ayı'' Amerika'nın en önemli festivallerinden biri olan 66. San Francisco Uluslararası Film Festivali'nde ''Yeni Yönetmenler Ödülü''nü aldı.


Filmin başrollerinde Merve Dizdar ve Saygın Soysal yer almakta. Senaryosunu Selcen Ergun ve Yeşim Aslan'ın birlikte kaleme aldığı film, kışın bitmediği uzak bir kasabaya atanan genç bir hemşirenin oradaki erk ilişkileri, sır ortaklıkları ve şüpheyle yüzleşme hikayesini anlatıyor.


Film dünya prömiyerini 47. Toronto Uluslararası Film Festivali'nde, Türkiye prömiyerini ise 59. Antalya Altın Portakal Fim Festivali'nde gerçekleştirdi. Antalya'dan '' En İyi İlk Film'' ve ''En İyi Kadın Oyuncu'' ödülleriyle dönen ''Kar ve Ayı'', Belgrad Uluslararası Film Festivali'nde ''Eleştirmenler Ödülü'', Brüksel Cinemamed Uluslararası Film Festivali'nde Cineuropa Ödülü'nü kazanarak büyük bir başarıya imza attı.


66. San Francisco Uluslararası Film Festivali'nde, ilk ve ikinci filmlere açık olan ''Yeni Yönetmenler'' başlıklı uluslararası bölümde de gösterilen film, yarışmanın büyük ödülü olan ''Yeni Yönetmenler Ödülü''nün de sahibi oldu.

Jüri açıkladığı gerekçeli kararında filmin atmosfere, gerilime ve karakter gelişimine keskin ve incelikli bakışını yansıttığını ve yönetmenin hassas yönetimi sayesinde ana karakterin, bitmek bilmeyen bir kışta gerçeği ararken izleyicinin de onunla birlikte ürperdiğini belirtti.

25 Nisan 2023 Salı

FRANSA'DA İLGİNÇ SERGİ

BU SERGİYİ ÇIPLAK OLMAYAN GEZEMEYECEK

Fransa'da bir müze, düzenleyeceği sergide konukların çıplak olmasını ve ardından bir içki içip bu deneyim hakkında görüşlerini paylaşmalarını isteyecek. Bu sergiyi gezebilmek için konukların kıyafetlerini çıkarmaları istenecek.

Fransa Lyon'daki çağdaş sanat müzesi macLYON da düzenlenecek etkinlik, bedenin varlığına odaklanan bir serinin parçası. 

Bu sergiyi gezmek isterseniz çıplak olmanız şart



macLYON'un sözcüsü serginin amacını açıklarken '' Fikrimiz, bedenlerin diğer bedenlerle nasıl etkileşime girdiğini görmek için belirli bir alanda beden meselesini sorgulama'' dedi.

Etkinlik, macLYON ve Fransız Naturist Federasyonu Bölge Şubesi tarafından 11 Euro karşılığında düzenleniyor. 

Sergide, 1960'lı yıllardan kalma eserler bedeni, fiziksel gerçekliğiyle, kendisiyle ve dünyayla bir deneyim aracı olarak sunuyor. 

Müze yönetimi sergiyi ''özgün bir ziyaret için fırsat'' olarak nitelendiriyor. Natürizm Federasyonu başkanı Frederic Martin ise La Figaro gazetesine verdiği demeçte 'Sergi bizi herhangi bir sosyal yapaylık olmaksızın kendi algımıza geri gönderiyor'' dedi. 

Çıplak sergi gezmek ve çıplak sanatçıların performansları sanat dünyasında daha önce de uygulanan etkinlikler arasında yer almakta. 

''Vücut'' adını taşıyan sergi Temmuz ayına kadar gezilebilecek. 

İSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ TARİHİ BELLİ OLDU

İSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ 1-17 HAZİRAN TARİHİNDE MÜZİKSEVERLER İLE BULUŞACAK


İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından 51.'si düzenlenecek olan İstanbul Müzik Festivali'nin programı açıklandı.

Borusan Holding'in sponsorluğunda 1-17 Haziran tarihleri arasında gerçekleşecek olan festival, Atatürk Kültür Merkezi, Türk Telekom Opera Salonu'nda Tekfen Filarmoni Orkestrası & Jan Lisiecki konseri ile başlayacak.


İstanbul Müzik Festivali'nin resmi internet sitesinde yayınlanan programı şöyle;

1 Haziran: Atatürk Kültür Merkezi, Türk Telekom Opera Salonu 
Tekfen Filarmoni Orkestrası & Jan Lisiecki

2 Haziran: İş Kuleleri Salonu
Münih Oda Orkestrası & Nicolas Altstaedt

3 Haziran: Atatürk Kültür Merkezi, Türk Telekom Opera Salonu 
Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası & Barbara Hannigan

5 Haziran: Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası
Borusan Quartet & Lucienne Renaudin

9 Haziran: Cemal Reşit Rey Konser Salonu
Hollanda Kraliyet Concertgebouw Oda Orkestrası & Matthias Goerne

13 Haziran: Atatürk Kültür Merkezi, Türk Telekom Opera Salonu 
Anne-Sophie Mutter & Mutter'S Virtuosi

16 Haziran: Atatürk Kültür Merkezi, Türk Telekom Opera Salonu 
Salzburg Mozarteum Orkestrası & Arabella Steinbacher

İZNİK'de 8 BİN YILLIK AYAK İZİ

 İZNİK'de 8 BİN YILLIK AYAK İZİ

İznik Arkeoloji Müzesi'nde 8 bin yıllık ayak izi ve 8 bin yıllık yapı ilk kez sergilendi.


Arkeologlar,Yenişehir Barcın mevkisinde yaptıkları inceleme ve araştırmalar sonucunda MÖ. 6400 yılına ait birbirine bitişik 4 evden oluşan yapıyı ortaya çıkarmayı başardı.

Evde, mercimek tohumu deposu, taş baltalar, kemik kaşıklar, insan ve hayvan figürleri bulundu.

8 bin yıllık ayak izi

Yenişehir ilçesinde bulunan 8 bin yıllık ayak izide koruma altına alındı.


Bursa'nın dünyaca ünlü tarihi kendi İznik UNESCO geçici listesinde yer almakta. Bu yıl asıl listeye alınması beklenen kentte yer alan İznik Arkeoloji Müzesi mimari örneği ile dünyadaki 2 önemli müzeden biri olma özelliğini taşıyor.