Hayatı bir
tarafı duygusal, diğer tarafı mizahi yazılarla iki
kapaklı bir kitaba sığdıran Kıvılcım Kalay’ın beklenen kitabı “Kendinden Kaçan
Kadın” bu ay sonu nihayet çıkıyor.
Kendinden
kaçması olası mıdır bir insanın? Değildir. Kendinden değil, yüreğindeki
sevgiden kaçıyor aslında…
Şöyle döküyor içini;
“ Nereye
gidilirse unutulurdu sevdiğin? Bangkok’ta, gülümseyen insanlar ülkesinde bir
şansın olur muydu? Kenya’da açlık kokan sokaklar yaraya merhem olur muydu? Yeni
Zelanda’daki kuzularla teselli bulmak, New Orleans’da cazı hissederek tedavi
olmak mümkün olur muydu?
Mevlana’nın
dergâhı Konya, deniz kokulu Amasra, gül kokulu Isparta bu derin yaraya şifa
olur muydu?
Olmuyordu.” Diyor…
Olmuyordu.” Diyor…
***
Mizahi
kısımda;
Nelerden
vazgeçeriz tutsak olmak denen aşk adına…
O göğüs
çatalı görünecek diye kaç elbiseyi feda edip, kaç iyi arkadaşa veda
edip,hayatımızı heba edip paspas olmuşluğumuz vardır.
Telefon
kayıtlarını tek tek aradım. Fikri Fikriye çıktı. Asım meğer Aslıymış. Keriman
Kerem olmuş. Nazım ise Nazlıymış. “ diye dizini döven kadınlarımız,
“Külahıma
anlat, biri çocukluk arkadaşın, öbürü cümle alem kardaşın, diğeri üvey amcanın
beş göbekten oğluymuş.”
diye söven
adamlarımız;
Sizlerin
yüzünden ömür törpüsüyle geçti dünümüz…
E artık
ikinci baharda, özgürlüğümüz… cümleleriyle gülümsetiyor.
Kitabı
okuduğunuzda “Yalnız değilmişim” duygusunu kimi zaman gözleriniz dolarak, kimi zaman
gülümseyerek içinize çekeceksiniz.
Keyifli
okumalar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder