M.ALPDOĞAN ERCİŞ
RESSAM
Sanatçı için, resmin sadece
görünüşü değil içsel, özlem, duygu ve düşüncelerin belli estetik kurallar
çerçevesinde iki boyuttan üç boyutlu bir düzlem üzerine yansıtılmasına
dayanan aktarımıyla birlikte de denge, hareket, leke, renk ve ışık
etkileri, resimsel ögeleri aktarımıyla üslubunu gerçekleştirmektedir.
Sanatçı
bütün bu birleşim dengesi ile eserlerine kendi iç dünyasındaki duygularınıda
aktarır ve bunu izleyici ilk bakışında sezmektedir. Ögelerin çeşitli biçimlerde
formlarla leke ve renksel temalarla, denge ve anlatım özelliğiyle de bir araya
getirilmesi resmin kompozisyonunu oluşturur. Kompozisyon gerçek olgularla
beraber gerçek dışı yahut gözlemler sonucu oluşturulmuş konularla, bir öyküyü
yada var olabilme beklentisiyle betimlenmiş imgeleri göstermeye
olanak verir. Bunlardan dikkate alınan form, biçim, doku, leke özelliklerinden birkaçıdır.
İnsan bedenlerini konu edinen
ressam konularındaki temasları beden ve hareket üzerine seçer ve bu sanatçı
için önemli bir ayrıntıdır. Resimlerinde anlatmak istediği konuları figürlerin
hareket dilleriyle aktaran sanatçı, içinde kopan his, duygu, sevgi, nefret,
sıkıntılı zamanlarını vücut hareketlerine dökerek oluşturması resme farklı bir
bakış açısı kazandırmayı hedef almaktadır.
Sanatçı eserlerini büyük ebatlarda
yapmayı tercih eder.
Bunun nedenlerinden biriside figürlerinde
anıtsallığı aktarmak istemesidir. Hareketlerde anıt özelliği taşımasına özen
gösteren ressam, esinlendiği konuları ya kendi belleğinde oluşturur yada
denemeler yaptıktan sonra tuvale aktarır. Ara ve ana yönleri belirlemek için
ise ya figürlerini destekleyici objeler katar yahut da renk olgusunu artırarak
resme biraz daha boyut kazandırır. Akıtma tekniği de kullanan sanatçının her
çalışması, bütün denge unsurları ve sanatçı bileşenleri ile bütünleşir.