RESSAM FUNDA TÜMER
SÖYLEŞİ
Genç Kuşak Sanatçılarımızdan Başarılı
Ressam & Küratör Funda Tümer ile sanatı, bakışı ve toplumda sanat üzerine
söyleşi
Biraz kendinizi anlatırmısınız
- Herkes dünyaya bir amaç için gelirmiş.
Ben okumak yazmak ve üretmek için geldiğimi düşünüyorum. Hayata dair
hissettiğim, düşündüğüm ve yaşadığım her duyguyu sanat ile yansıtmayı ve var
etmeyi seviyorum.
Eserleriniz alışılmış tarzların çok
dışında. Tarzınız ve tekniğiniz hakkında bilgi verirmisiniz.
- Seramik, resim, ve grafik tasarımın
hepsine hakim biriyim. Bu dalların hepsinde oldukça iyi bir eğitime sahibim.
Alışılmış şeyler dışında farklı şeyler denemeyi seviyorum. Birçok tekniği
harmanladığımda kendimi daha iyi ifade ettiğimi hissediyorum. Baskı
tekniklerini çok seviyorum. Sanılanın aksine de çok zor bir tekniktir. Sanırım
ben zor olan şeyleri daha çok seviyorum. Serigrafi ile fırçamı tuvalimde
buluşturuyorum. Arada farklı baskı ve teknikler denediğimde oluyor. Ama
işlerimin hepsinde ana figürlerimde fırçamı konuşturuyorum.
Özellikle işlediğiniz bir konu var mı,
seçtiğiniz konular değişken olabiliyor mu
-
Vazgeçilmezim var atlar. Estetik, asalet ve tarihteki insanla
birlikteliği açısından atlar vazgeçilmezim. Hayata dair tüm duyguları onlarla
yansıtıyorum. Bazı çalışmalarımda kadın figürleri ile buluşturduğumda oluyor.
Son dönemlerde genç kuşak sanatçıların
ön plana çıktığını görüyoruz. Sizce Genç Sanatçılara yeterli önem veriliyor mu
-
Bu sorudan önce şunu sormak sanırım daha doğru olur. Sanata ve sanatçıya
önem veriliyor mu ? Hak ettikleri değeri alabiliyorlar mı ? Cevap basit kocaman
bir hayır.
Türkiye'de ki sanat ortamını ve
izleyicisini nasıl buluyorsunuz
- Geçmişten günümüze bu topraklarda tüm sanat
dallarında çok önemli sanatçılar yetişmiş ve yetişmeye de devam etmektedir.
Hayatını sanata adamış, üretmeye adamış çok ciddi işler yapan ve miras bırakmış
kişiler vardır. Aslında ben düşünülen ve söylenenin aksine ülkemi sanatçı
anlamında yüksek bir seviyede buluyorum. Ancak temelden gelen eğitim ve bilinç
seviyesindeki sorun nedeni ile başta sanat ortamı ve dolayısı ile de gerçek
sanatçılarımız hiç bir dönem hak ettikleri yerlerde olamadılar. Hiçbir zaman
yeterli ve yükselten bir destek olmamıştır. Sanatçılar çoğu zaman yokluk
içersinde kendi imkanları ile çabalamışlar ve bu çabaya devam etmektedirler.
Gelelim izleyiciye, bir klip çekip bir
tek parça ile ortalarda gezen popçuların, güzellik yarışmasından çıkıp, iki ay
oyunculuk dersi alıp dizilerde boy gösterenlerin, evlilik programı sunanların
sanatçı olarak değerlendirildiği bir toplumda, iki ay kursa gidip kendine
ressam diyenlerin olduğunu da düşünürsek, resim yani bir tablonun sadece duvara
asılan bir süs objesi olduğunu sananlar ve hatta heykellerin kırılıp
kaldırıldığını da eklersek temeldeki sorunu sanırım daha iyi anlarız. Acı
gerçek şudur ki bilinçli sanat izleyicisi bir avuç dolusunu geçmez.
Sanatçı kişiliğinizin yanında siz hem
bir sanat kurumu sahibi hem de küratörsünüz. Bir çok sanatçı ile çalışıyor ve
sanat projeleri üretiyorsunuz. Sizce galeriler ve sanat kurumları yeterli
çabayı sarf ediyor mu
Edenler var. Gerçekten güzel şeyler
yapanlar, yapmaya çalışanlar var. Ama bunlarında çok az olduğunu görüyoruz.
Sözüm asla herkes için değil ama çoğunluk için. Birçok galeri var. Ancak çoğuna
galeri demek çok zor. Düzenlediği sergideki eserlerin tekniği hakkında bilgi
sahibi olmayan, çalıştığı sanatçıyı tanımayan, iki aylık kursiyere sergi açan
galeriler mi ararsınız, ticari kaygı sebebi ile sadece isim yapmış kişilere yer
veren galeriler mi ararsınız, daha iyisi gelir belki diye boş olduğu halde biz
falanca yıla kadar doluyuz diyen galeriler mi ararsınız, soyguncu gibi fahiş
fiyatlarla kira isteyen galeriler mi ararsınız, sadece kendine koleksiyon
yapmak için sergi açarım size ama şu kadar eserinizi alırım diyen galeriler mi
ararsınız. Bakın galeri nedir, galeri profesyonelce sergiler, sanat projeleri
yapması gereken, çalıştığı sanatçıyı en iyi şekilde tanıtması ve temsil etmesi gereken, alıcısı
ve izleyicisi ile buluşturması gereken kurumdur. Bunu yaparken de sanat
bilgisine ve hatta piar bilgisine de
sahip olması gereken yerdir. En basiti kaç galeride profesyonel küratör mevcuttur.
Hoş şuan herkes küratör olmuş durumda ya buda ayrı bir konu. Salonu kendi
hazırlayan sanatçı olmaz, olmamalıdır.
Gelelim birliklere yada derneklere. Hep
birlikte olamamaktan şikayet ederler, hem de gelin taşın altına elimizi
birlikte koyalım dendiğinde ortada olmazlar. Proje üretmezler. Çoğu aynı
isimler ve aynı eserler ile o karma senin bu karma benim galeriden galeriye
koşup dururlar. Üste bir şey koyma çabası içinde bulunan gerçek anlamda çaba
sarf eden tek tük yerden ibarettir.
İşte biz bütün bu olması gerekenleri
yapan çok az denecek kadar yer olduğu için bu işe adım attık. Biz bir galeri
değiliz. Bir sanat birliği olarak yola çıkıp zaman içersinde kurumsal bir
hizmet vermeye başladık. Ve biz mevcut duruma şikayet etmek yerine çoğu zaman
imkanlarımızın sınırlarını zorlayarak, hatta imkan oluşturarak taşın altına
elimizi soktuk.
Siz ve kurumunuzun ödülleri bulunmakta.
Ancak bunların hepsi yurt dışından. Bu konuda ne düşünüyorsunuz ve ödül sizin
için ne ifade ediyor.
Bu ödüllerin sadece yurtdışından olması
benim yada bizim gururumuz ama ilgili kişilerin ayıbıdır. Bunu yetkili
mercilere sormak gerek. Ödül kısmına gelirsek, elbette yaptığınız bir iş sonucu
bir ödüle layık bulunmanız mutluluk ve gurur verici bir durumdur. Ama benim
için çok da büyük bir şey ifade etmiyor. Çünkü emek verilen iş başarılıda olur.
Başarının illaki ölçüsü de ödül değildir.
İleriki dönemlerde planladığınız
çalışmalarınız hakkında bilgi verebilirmisiniz.
- Sanat ile uğraşıyorsanız öğrenmenin
asla sonu olmayan uçsuz bucaksız bir platformdasınızdır. Asla ben oldum
diyemezsiniz. Dediğiniz anda siz aslında bitmişsinizdir. Çalışmaya, denemeye,
öğrenmeye ve üretmeye devam. Benim amacım gerek eserlerimi üretirken, gerek
yeni sanat projelerime başlarken her zaman bir sonrakinde bir öncekinin
üstüne çıkmak ve aynı zamanda birilerine de yardımcı olabilmektir. Durmak yok
yola devam.
Ulusal Haber - Teşekkür ederiz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder