RESSAM
HÜSEYİN ÖZNÜLÜER
SÖYLEŞİ
Önemli
Sanatçılarımızdan Ressam Hüseyin Öznülüer ile sanatı, bakışı ve toplumda sanat
üzerine söyleşi
Biraz
kendinizi anlatırmısınız
- 2013
yılına kadar özel atölyemde 2013 ten sonra ise Erzincan Üniversitesi'nde
Öğretim Üyesi olarak hem öğrenci yetiştirmeye hem de kendime ait resimler yapmaya çalıştım. Bu
süreçte öğretirken öğrenmenin güzelliğini anladım. 2005 yılında Erzurum'da bir
ilk olan Eylül Güzel Sanatlar Derneği'ni kurarak bölgemizde sanatın gelişmesi
için Ulusal ve Uluslararası birçok sanat projesi gerçekleştirdim. Sanat benim
için hiçbir zaman bıkmadığım ekmek gibi su gibi yaşamın ta kendisidir.
Sevdiğiniz işi yaparsanız bir gün bile çalışmazsınız diyen bilge, muhtemelen
bizler gibi çalışmayı büyük mutluluk olarak algılayanlar için söylemiştir.
Eserlerinizde
alışılmış tarzlardan çok farklı bir tarz
görüyoruz. Tarzınız ve tekniğiniz hakkında bilgi verirmisiniz.
- Sanatın
en büyük güzelliği, sanatçının kendi karakteriyle hareket etmesi ve bir formüle
bağlı kalmamasıdır. Yapmaya çalıştığım eserlerde de hiçbir zaman tek bir kalıba
bağlı kalmadım. Bir sonunun olmadığını bile bile sürekli bir arayış
içerisindeyim. İster tuval içinde, isterse dışında farklı materyaller denemek
olmazsa olmazımdır.
Özellikle
işlediğiniz bir konu varmı, seçtiğiniz konular değişken olabiliyormu
- Tarihimiz
her zaman beni etkilemiştir. Bunun için uzunca bir dönem sadece Türk Mitolojisi
konulu eserler üretmeye çalıştım. Halen daha kopmuş da değilim. Yaptığım bir
kaç eserden birisi mutlaka beni Prototürk’lere götürür .Şimdi ise tablolarımda
estetik olarak vazgeçemediğim Kadın ve At figürleri resmetmekteyim.
Son
dönemlerde genç kuşak sanatçıların ön plana çıktığını görüyoruz. Sizce Genç
Sanatçılara yeterli önem veriliyormu ve Türkiye'de ki sanat ortamını ve
izleyicisini nasıl buluyorsunuz
- Ülkemizde
genç yeteneklere yeterince sahip çıkılmadığını düşünüyorum ama bunun nedenini
ne eski ustalara ne de sadece ustaların eserlerini sergileyen galerilere
bağlamıyorum. Evet buda bir sebeptir ama asıl neden bence; Türkiye’de sanata
verilen değerdir. Bu şartlarda dahi genç sanatçılar büyük çabalar sonucu ön
plana çıkabilirken bir de ülkemizde sanata verilen değerin tatmin edici
olduğunu düşünürsek ne ustalara ne de galerilere sahip çıkılma hususunda gerek
kalmazdı. Atölyeler artar, yeni galeriler açılır, her sanatçı tatmin olur ve
daha verimli çalışmalar yapabilirdi.
Sanatçı
kişiliğinizin yanı sıra siz aynı zamanda bir eğitmensiniz. Sanat eğitimini
ülkemizde yeterli buluyormusunuz.
- Eğitim
sisteminde sanat doğru yere ve zamana konulursa daha doğru olacağını
düşünüyorum. Evet, bugün üniversitelerimiz çoğaldığı gibi güzel sanatlar
bölümleri bayağı artmaktadır. İlk bakışta sanat adına bunun çok güzel bir durum
olduğu sanılabilir. Ama sanat eğitimine ana okulu’ndan liseye kadar önem
verilmedikçe, hiçbir yeri kazanamayıp, güzel sanatlarda şansını deneyen
öğrencilerin oranı her geçen gün daha da artacaktır.
İleriki
dönemlerde planladığınız çalışmalarınız hakkında bilgi verebilirmisiniz.
Bu
söyleşiyi yaparken dahi acaba halen şövalemde devam ettiğim resmin şurasına bir
şey ilave etsem nasıl olur diye düşünüyorum. Sürekli yeni fikirler çıkabiliyor. Yer ve zamanın hiç önemi yok. Sanat adına
Doğu Anadolu bölgesinde yapmak istediğim sanatsal projelerim var ve nasip
olursa 2017 de uygulamaya başlayacağım.
Ulusal
Haber - Teşekkür ederiz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder