3 Kasım 2016 Perşembe

RESSAM HÜSEYİN ÖZNÜLÜER İLE SÖYLEŞİ

RESSAM HÜSEYİN ÖZNÜLÜER
 
SÖYLEŞİ 

Önemli Sanatçılarımızdan Ressam Hüseyin Öznülüer ile sanatı, bakışı ve toplumda sanat üzerine söyleşi

Biraz kendinizi anlatırmısınız

- 2013 yılına kadar özel atölyemde 2013 ten sonra ise Erzincan Üniversitesi'nde Öğretim Üyesi olarak hem öğrenci yetiştirmeye hem de  kendime ait resimler yapmaya çalıştım. Bu süreçte öğretirken öğrenmenin güzelliğini anladım. 2005 yılında Erzurum'da bir ilk olan Eylül Güzel Sanatlar Derneği'ni kurarak bölgemizde sanatın gelişmesi için Ulusal ve Uluslararası birçok sanat projesi gerçekleştirdim. Sanat benim için hiçbir zaman bıkmadığım ekmek gibi su gibi yaşamın ta kendisidir. Sevdiğiniz işi yaparsanız bir gün bile çalışmazsınız diyen bilge, muhtemelen bizler gibi çalışmayı büyük mutluluk olarak algılayanlar için söylemiştir.

Eserlerinizde alışılmış tarzlardan çok farklı  bir tarz görüyoruz. Tarzınız ve tekniğiniz hakkında bilgi verirmisiniz.

- Sanatın en büyük güzelliği, sanatçının kendi karakteriyle hareket etmesi ve bir formüle bağlı kalmamasıdır. Yapmaya çalıştığım eserlerde de hiçbir zaman tek bir kalıba bağlı kalmadım. Bir sonunun olmadığını bile bile sürekli bir arayış içerisindeyim. İster tuval içinde, isterse dışında farklı materyaller denemek olmazsa olmazımdır.

Özellikle işlediğiniz bir konu varmı, seçtiğiniz konular değişken olabiliyormu

- Tarihimiz her zaman beni etkilemiştir. Bunun için uzunca bir dönem sadece Türk Mitolojisi konulu eserler üretmeye çalıştım. Halen daha kopmuş da değilim. Yaptığım bir kaç eserden birisi mutlaka beni Prototürk’lere götürür .Şimdi ise tablolarımda estetik olarak vazgeçemediğim Kadın ve At figürleri resmetmekteyim.

Son dönemlerde genç kuşak sanatçıların ön plana çıktığını görüyoruz. Sizce Genç Sanatçılara yeterli önem veriliyormu ve Türkiye'de ki sanat ortamını ve izleyicisini nasıl buluyorsunuz

- Ülkemizde genç yeteneklere yeterince sahip çıkılmadığını düşünüyorum ama bunun nedenini ne eski ustalara ne de sadece ustaların eserlerini sergileyen galerilere bağlamıyorum. Evet buda bir sebeptir ama asıl neden bence; Türkiye’de sanata verilen değerdir. Bu şartlarda dahi genç sanatçılar büyük çabalar sonucu ön plana çıkabilirken bir de ülkemizde sanata verilen değerin tatmin edici olduğunu düşünürsek ne ustalara ne de galerilere sahip çıkılma hususunda gerek kalmazdı. Atölyeler artar, yeni galeriler açılır, her sanatçı tatmin olur ve daha verimli çalışmalar yapabilirdi.

Sanatçı kişiliğinizin yanı sıra siz aynı zamanda bir eğitmensiniz. Sanat eğitimini ülkemizde yeterli buluyormusunuz.

- Eğitim sisteminde sanat doğru yere ve zamana konulursa daha doğru olacağını düşünüyorum. Evet, bugün üniversitelerimiz çoğaldığı gibi güzel sanatlar bölümleri bayağı artmaktadır. İlk bakışta sanat adına bunun çok güzel bir durum olduğu sanılabilir. Ama sanat eğitimine ana okulu’ndan liseye kadar önem verilmedikçe, hiçbir yeri kazanamayıp, güzel sanatlarda şansını deneyen öğrencilerin oranı her geçen gün daha da artacaktır.

İleriki dönemlerde planladığınız çalışmalarınız hakkında bilgi verebilirmisiniz.

Bu söyleşiyi yaparken dahi acaba halen şövalemde devam ettiğim resmin şurasına bir şey ilave etsem nasıl olur diye düşünüyorum. Sürekli yeni fikirler çıkabiliyor.  Yer ve zamanın hiç önemi yok. Sanat adına Doğu Anadolu bölgesinde yapmak istediğim sanatsal projelerim var ve nasip olursa 2017 de uygulamaya başlayacağım.

Ulusal Haber - Teşekkür ederiz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder