SÖYLEŞİ
Genç Kuşak Sanatçılarımızdan başarılı Ressam
Zafer Dilekçi ile sanatı, bakışı ve toplumda sanat üzerine söyleşi
Biraz kendinizi anlatırmısınız
- Sanat
ile tanışmam küçük yaşlarda oldu. En çok mimari yapılar ve karikatür ilgimi
çekmişti. Kendimce farklı malzemeler ile denemeler yapmaya başlamıştım. Bu
süreç tüm öğrenim hayatım boyunca ilerleyerek devam etti. Sonucunda da bu aşk
beni resim okumaya kadar getirdi. Üniversite dönemimde beni en çok
heyecanlandıran ve Sanata bakışıma anlam katan katıldığım sergiler ve
yarışmalardır.
Yine aynı
dönemde önemli karikatür dergilerinde yayınlanan karikatürlerim motivasyonumun
hızla artmasına etken oldu. Şu an aynı zamanda bir eğitmen olarak maneviyat ve
tecrübelerimi öğrencilerime aktarıyorum. Sanat sürekli üretmeyi, yenilenmeyi ve
değişmeyi gerek görüyor. O yüzden sürekli olarak iç ve dış dünyamı sorguluyor,
aradığım cevapları sanat yolu ile bulmaya ve vermeye çalışıyorum.
Eserlerinizde alışılmış tarzlardan çok
farklı bir tarz görüyoruz. Tarzınız ve
tekniğiniz hakkında bilgi verirmisiniz.
- Geometrik
soyutlama resimler yapıyorum. Kompozisyonlarımda insan ve hayvan figürlerini
sıklıkla kullanıyorum. Bazı seri çalışmalarımda resimlerimi karikatürsel bir
çizgi ile bütünleştiriyorum. Bunların yanı sıra iç ve dış mekânsal perspektif
resimlerim de bulunmakta.
Özellikle işlediğiniz bir konu var mı,
seçtiğiniz konular değişken olabiliyor mu
- Özellikle işlediğim konular insan merkezli.
Gözlemlediğim ve etkisinde kaldığım günlük yaşantılara kompozisyonlarımda sıkça
yer vermekteyim.
Son dönemlerde genç kuşak sanatçıların ön plana
çıktığını görüyoruz. Sizce Genç Sanatçılara yeterli önem veriliyor mu
- Kesin bir dille belirtmek isterim ki gereken önem maalesef verilmiyor. Özellikle
galeriler isim yapmış kişilere ağırlık verirken istisna durumlar dışında genç
ve isimsiz kişileri tercih etmiyorlar. Oysa ki bir galerinin görevlerinden
biride gelecek vaad eden isimlere ağırlık vererek uygun platformlarda
değerlendirerek önlerini açmaktır. Ama maalesef bunu yapan çok az kurum var. Bu
sebeple de isim yapmış kişiler yanında şansları neredeyse yok gibi. Ticari
düşünce ön planda tutulduğu takdirde, isim yapmış kişinin eser satışına garanti
ile yaklaşım oldukça, gençlerin önü iyice daralmakta. İsim yapmakta size
tanınan ve sunulan imkanlar ile olacağına göre birilerinin artık bunun daha çok
farkına varması gerekli diye düşünmekteyim. Zira yaşını almış ve hatta üretimi
dahi bitmiş kişilerin bir gün gelecek eserlerine de artık piyasa da
ulaşılamayacak. O nedenle gençlerin ve üretimi hızla devam eden kişilerin
üstüne daha çok düşmek gerekirken yine diyorum ki bu gerçeğin farkında olan
maalesef çok az kurum bulunmakta.
Türkiye'de ki sanat ortamını ve izleyicisini
nasıl buluyorsunuz
- Yeterli ve samimi bulmuyorum. Alaylılar,
akademisyenler, eğitimciler ve izleyiciler. Felaket... Kendi içlerinde dahi bir
ayırım varken ve bütünleşme, dayanışma, birlik olma söz konusu değilken doğal
olarak bu durum izleyiciye de geçmekte. Başarının alkışlanamadığı hatta gereken
önemin ve değerin verilmediği bir sanat ortamı bulunmakta. İmkanların ve
olanakların durumu ise zaten malum ortada.
- Sanatçı kişiliğiniz yanı sıra siz aynı zamanda
bir eğitmensiniz. Sanat eğitimi sizce ne durumda
- Sanat bilinci ve önemi hak ettiği değere
sahip olmadığı için, sanat eğitimi de maalesef yeterli durumda değil.
İleriki dönemlerde planladığınız çalışmalarınız
hakkında bilgi verebilirmisiniz.
Bir
sanatçının sürekli farklı şeyler denemesi ve hatta malzeme konusunda asla
sınırlı kalmaması gerektiğini düşünüyorum. Tuvallerimde malzeme çeşitliliğine
gitmek istiyorum. Hedefim kavramsal sanat.
Ulusal Haber – KÜLTÜR & SANAT, Teşekkür ederiz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder