7 Nisan 2023 Cuma

DEPREM TARİHİMİZİ DE YIKTI

DEPREM TARİHİMİZİ DE YIKTI

6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli yaşanan iki büyük deprem felaketi sadece binaları yıkmakla kalmadı, yüzyıllardır varlığını koruyan tarihimizin önemli kısmını içinde barındıran birçok simge yapıyı da yerle bir etti.

İnsanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerine kadar uzanan Güneydoğu Anadolu'da, her birinde ayrı bir hikayenin tarihimize ışık tuttuğu yapıların bir kısmı yerle bir olurken bir kısmı da büyük hasar aldı. Binlerce yıldır varlığını koruyan bu nadide yapıların birçoğu deprem felaketine karşı koyamadı. Geride yüreklerimiz yanarak yok oluşuna şahit olduğumuz yapılarımızın enkazları kaldı. 

En büyük kayıplarımızı başta ''Medeniyetler Şehri'' Antakya'da verdik.

Türkiye sınırları içinde inşa edilen ilk cami olarak bilinen ve Hz. İsa'nın havarilerine ilk inanan, bu yolda canını veren bir Antakyalı'nın adını taşıyan, bu sebeple de manevi değeri oldukça büyük olan Antakya'nın en büyük simgelerinden biri Habib-i Neccar Cami deprem felaketine dayanamayarak yerle bir olan yapılardan biri. 


Antakya'da ki diğer bir kayıp ise Hatay Sarı Selim Cami. 16. yy. klasik Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan caminin minaresi depremde yıkıldı. Bir diğer kaybettiğimiz cami ise Antakya Ulu Cami. Selçuklu mimarisinin güzel bir örneğini oluşturan ve Hatay'a ait en eski en büyük cami olarak kabul edilen yapı depremde tamamen yıkıldı.

Bölgedeki kayıplar arasında 1927 yılında Fransız mimar Leon Benju tarafından yaptırılan Hatay Meclis Binası'da var. Bina deprem ile yerle bir olan yapılar arasında. 


En çok kayıpların yaşandığı Antakya'nın kaybedilen önemli bir diğer tarihi yapısı ise İskenderun Latin Katolik Kilisesi. 1858 yılında ''Çıplak Ayaklı Karmelit Rahibeler Tarikatı'' üyeleri tarafından inşa edilen yapının ibadethane bölümü depremde verdiğimiz kayıplar arasında. Hatay'da Fransız yönetimi sırasında Fransız Bankası olarak hizmet veren Antakya Protestan Kilisesi de depreme dayanamayan yapılardan biri.

Sarımıye Cami, Hatay Uzun Çarşı ve Antakya Ata Koleji'de depremde hasar gören yapılar arasında. Hatay Valiliği Binası ise yıkılan binalar arasında. M.Ö. 333 yılında Pers Kralı Darius'un İssos Savaşı'ndan önce İskender'e karşı kurduğu ve Anadolu Selçuklu Sultanı Süleyman Şah'ın 1084 yılında Antakya'yı fethinden sonra fethettiği kalelerden biri olan Darb-ı Sak Kalesi'de geriye sadece enkazı kalan yapılardan biri.

Harabeye dönüşen ve tarihimize kaybıyla büyük yara bırakan bir diğer yapı ise Antakya Azizler Petrus ve Pavlus Rum Ortadoks Kilisesi. Bizans mimarisinin en güzel örneklerinden birini yansıtan yapı depremde harabeye dönüşen yapılardan biri. 



Gaziantep ilinde de birçok tarihi yapı kaybedildi. Şehrin eski yaşamına ışık tutan ve tarihi bir yolculuğa çıkaran Tarihi Antep Evleri'nin birçok kısmı hasar almış durumda.


1909 yılında tütüncü Beyaz Ahmet Efendi tarafından yaptırılan, Gaziantep tarihinde önemli bir yeri olan ve 2009 yılında müze olarak halka açılan Bayazhan'da büyük hasar alan yapılar arasında. 1982 yılında Valide Meryem Kilisesi olarak inşa edilen, kilise ve hapishane olarak kullanılan ve sonra camiye çevrilen Kurtuluş Cami'nin ise depremde minareleri ve kubbesi tamamen yıkıldı. Gaziantep Kalesi'de hasar gören yapılar arasında yer almakta.

Adıyaman Ulu Camii, Karakuş Tümülüsü, Adıyaman Kalesi, Şanlıurfa Ulu Camii, Şanlıurfa Dergah Camii, Kahramanmaraş Ulu Camii, Diyarbakır Surları, Malatya Sütlü Minare Camii, Envar-ül Hamid Camii, Malatya Teze Camii, Tarihi Affan Kahvesi gibi bir çok tarihi yapımızda ya tamamen enkaz halinde ya da büyük hasarlar alarak kaybettiğimiz değerler arasında yer almakta.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, depremden hasar gören bölgelerdeki tüm kültürel varlıkların hasar tespitinin sağlanarak aslına uygun şekilde restore edileceğini açıkladı. Varlıklar Genel Müdürlüğü ve Kültür Varlıkları Genel Müdürlüğü'ne bağlı yapıların tespitleri devam ediyor.

Maalesef ki medeniyetimize ışık olan Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde ki kayıplarımız bunlarla sınırlı değil. Binlerce yıllık Anadolu toprakları, gelmiş geçmiş yüzlerce medeniyete ev sahipliği yaptı. Köklü tarihimize ışık tutan yapılar sadece yıkımları ile kayıp yaşatmadı. Deprem köklü tarihimizi yıkıp geçerken, birçok kültür ve inancın birlikte paylaştığı topraklarımızda binlerce canımız, kardeşimizi de bizden aldı.

Funda Tümer




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder